- "En düşük emekli maaşı asgari ücret olmalı, bu sınırın altında hiçbir maaş kalmamalı"
- "Prim güncelleme kat sayıları artırılmalı, aylık bağlama oranları artırılmalı, aylıkların alt sınırları artırılmalı"

https://youtu.be/d9wkjyzuLsg

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "En düşük emekli maaşı asgari ücret olmalı, bu sınırın altında hiçbir maaş kalmamalı." dedi.

Özel, parti genel merkezinde düzenlenen Emekli Buluşması'ndaki konuşmasında, ülkeyi 20 yılı aşkın süredir yöneten hükümetin Türkiye'yi derin ekonomik krize sürüklediğini savundu.

Anayasanın hiçe sayıldığı, kanunların hükmünün olmadığı, hak aramanın ortadan kalktığı bir yerde ekonominin bu halde olmasına kimsenin şaşırmaması gerektiğini söyleyen Özel, toplumun her kesiminin sıkıntıda olduğunu, fakat en büyük sıkıntıyı yıllarca ülkesi için çalışan ve artık rahat etmesi gereken emeklilerin yaşadığını ifade etti.

Emekliye hayatı zehir eden bir anlayışla karşı karşıya bulunduklarını savunan Özel, şöyle devam etti:

"Emekliler ömürleri boyunca çalıştılar. Bu ülke için çalıştılar. Aileleri, evlatları için çalıştılar. Hatta birçoğu artık rahat etmesi gerektiği halde emekli olduktan sonra hiç bilmedikleri işleri yapmaya razı gelerek, bir ek maaş almak peşinde hala çalışıyor. Bir emekli niye çalışır? İşsiz bir çocuk vardır da torunlara bakmak için çalışır. Üniversitede okuyan bir evlat vardır da onun harçlığını yollayabilmek için çalışır."

Yabancı ülkelerden emeklilerin maaşlarıyla Türkiye'de en iyi yerlerde tatil yaptığını belirten Özel, Türkiye'de ise emeklinin tatile gitmek bir yana, parka dahi çıkamadığını, emeklinin manavın önünden geçmeye korktuğunu savundu.

- "Büyük müjde diye söylediler"

Özgür Özel, emekliye bayram ikramiyesini gündeme getirdiklerinde dalga geçenlerin daha sonra bu ikramiyeyi verdiğini, fakat bu ikramiyenin de komik rakamlarda kaldığını söyledi.

Emeklinin binlerce sorunu olduğunu belirten Özel, şunları ifade etti:

"Bir bütün olarak en önemli sorun şu, Türkiye İstatistik Kurumu diye rakamları çarpıtan, düşük gösteren ama yaptığı iş bu kadar masum olmayan bir kurum var, TÜİK. O adeta her birinizin cebine elini atıyor. Oradan para çalıyor. Gerçek enflasyon yüzde 127 iken enflasyonu yüzde 64 diye açıklıyor. Emekliye zam verileceğinde resmi enflasyon rakamlarını dikkate alıp her birinizin cebinden para çalıyorlar. En düşük emekli maaşı 7 bin 500 liraydı. Onu büyük müjde diye söylediler, yüzde 33 zamla 10 bin lira yaptılar. CHP yıllardır şunu söylüyor, siz bile, isteye, taammüden emekliyi yoksullaştırıyorsunuz. Bunlar geldiğinde en düşük emekli maaşı, asgari ücretin yüzde 147'siydi, yani asgari ücret birse, en düşük emekli maaşı 1,5'tu. Bu aya kadar asgari ücretin yüzde 44'üydü, eleştiriyorduk. Son yaptıkları zamla yüzde 59'a denk geldi. Asgari ücret 17 bin 2 lira, en düşük emekli maaşı 10 bin lira."

- "Bunun hesabını emekliye vereceksiniz"

Özel, 2002'de en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınabilirken bugün 2,5 çeyrek altın alınabildiğini söyledi.

Özgür Özel, "8 çeyrek altından 2,5 çeyrek altına gelinen noktadayız. Cebinizden her ay 5,5 çeyrek altını alıp zenginlere veriyorlar. Bunun hesabını emekliye vereceksiniz, bunun hesabını emekli sizden soracak. 31 Mart hesap günü olacak." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emekliye yapılan zammın getirdiği yükü 200 milyar lira olarak açıkladığını belirten Özel, "Size verdiği 7 bin 500 lirayı 10 bin liraya çıkarmaya yük diyor. Bakın, kur korumalı mevduata ödenen para 800 milyar lira. Emekliye verdiğine yük dediğinin tam 4 katını kur korumalı mevduata, parasına para katanlara veriyor. Sizden aldılar, onlara verdiler. Size verip de yük olarak gördüğü para bunun 4'te 1'i, 200 milyar lira." değerlendirmesinde bulundu.

Nevşehir'de jandarma ekipleri 153 iş yerini denetledi Nevşehir'de jandarma ekipleri 153 iş yerini denetledi

- "Düşük maaşlara insanların mahkum edilmesi doğru değil"

Partisinin emeklilere vaatlerini anlatan Özel, şöyle dedi:

"Önerilerimiz şunlar, en düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı. Yetmez, çünkü 1'e 1 buçuktu, oralara kadar çıkmalı ama en düşük maaş, hiç olmazsa asgari ücret olmalı. Yani 10 bin dediği, 17 bin liraya derhal çıkmalı. 2002'de en düşük emekli maaşını alanlar emeklilerin pek az bir kısmıyken, şimdi neredeyse bu ortalama maaş haline geldi. Bunun mutlaka değiştirilmesi lazım. Prim güncelleme kat sayıları artırılmalı, aylık bağlama oranları artırılmalı, aylıkların alt sınırları artırılmalı. Yani 2006'da 5510 Sayılı Kanun'da neyi bozdularsa düzeltmek gerekiyor. Başka sıkıntılar da var. Dul ve yetim maaşları var. Bir maaş kaç parçaya bölünüyor? O bölünen parçalar yüzünden insanlar komik maaşlar alıyorlar. Bizim iddiamız şudur, en düşük emekli maaşı asgari ücret olmalı, bu sınırın altında hiçbir maaş kalmamalı. Bir emekliden kalan maaş 3'e, 4'e bölünüp pay edilmemeli. O kalan maaşın bölünmesi, çok düşük maaşlara insanların mahkum edilmesi doğru değil."

- "Emeklinin gözünün içine bak"

Özgür Özel, hükümet emeklinin sesini duymazsa çok yakında hep beraber meydanlara çıkıp emeklinin sesini duyuracaklarını söyledi.

Emeğe ve emekliye sahip çıkacaklarını belirten Özel, "Tayyip Erdoğan, emekliler bundan sonra susmayacak. Ya hakkımızı verirsin, ya emekliler hakkını almasını bilir. Hep beraber hakkımızı alana kadar birlikte mücadele edeceğiz." diye konuştu.

Özel, şunları kaydetti:

"Buradan emeklilere şunu söylüyorum, bugüne kadar hep ezildiniz, hep unutuldunuz, ihmal edildiniz. Hep bir mesele vardı, sizin sorununuzdan önemliydi. Bundan sonra sizin sorununuzdan daha önemli bir sorun yok. Bunu kabul etmiyoruz. Çıkıyor emeklinin karşısına, biliyorum diyor, bilmeni ve kabul etmeni istiyor. Açsın, yoksulsun, sıkıntın büyük ama tehlike de büyük. Ezanı dindirecekler, vatanı böldürecekler, bayrağı indirecekler oyu bana ver. Kardeşim bu memlekette bugüne kadar bu vatan bölünmediyse, bu bayrak inmediyse, bu ezan dinmediyse senin hamasetin yüzünden değil, bu emekliler sayesinde inmedi. 5 vakit ezanı okuyan müezzin emekli değil mi? Namazı kıldıran imam emekli değil mi? Hudut boyunda bayrağı dalgalandıran asker, uzman çavuş emekli değil mi? Bugüne kadar bu ordunun yemeğini pişirenler, ekmeğini pişirenler, bu ordunun evlatlarını yetiştirenler emekli öğretmenler, aşçılar, hizmetliler değil mi?"