Ne oldu bu millete ne oldu bu gençlere?
Nasıl bu kadar canileşip acımasız insanlara dönüşebildik?
Nasıl bu kadar merhametimizi yitirip insanlığımızı kaybettik?
Eline bıçak almaya korkan bizler nasıl oldu da insan katledip
Parçalar hâle geldik?
Nasıl oldu da tüm vicdani duygularımızı yitirip kalbimizi
Gönlümüzü ruhumuzu topraklara gömebildik?
Her geçen gün neden intiharlar cinayetler işkenceler psikolojik vakalar artıyor?
Gelin ben size anlatayım...
- Avrupa’dan devşirilen ve bizim kültürümüze yaşam tarzımıza hiç uymayan eğitim modelleriyle çocuklarımızı, müfredatları arasında kaybettik. Akran baskısı, zorbalık, dışlanma, sigara, alkol ve uyuşturucu bataklığı ve her türlü olumsuz atmosferin arasında evlatlarımız, ellerimizin arasından kayıp gitti.
- Ve yine Avrupa’dan devşirilen bizim kültür ve yaşam tar-
Tarzımızla inancımızla hiç uyuşmayan kanunlar silsilesini ülkemize getirdik. Sonucunda ne aileyi koruyabildik ne de gençleri. Neadaleti sağlayabildik ne de huzur ve güveni. Aksine suç oranları her geçen artış gösterdi, göstermeye de devam ediyor.
- Televizyon kanallarında sergilenen birçok diziler toplumda
Şiddetin, cinayetlerin, zorbalıkların, yasak aşkların, ahlaksız ilişkilerin artmasına ve yayılmasına sebep oldu.
- Çocuk doğurmakla, eline para tutuşturup onları okula göndermekle, dünyalık ihtiyaçlarını karşılayıp onları geleceğe hazırlamakla anne babalık vazifesini yapmış sayan ebeveynler, gözlerinin önünde yitip giden çocuklarının farkına varamadılar. Onları dinlemediler ve anlayamadılar. Onlarla duygudaş olup hislerine tercümanlık yapamadılar. Çocuklar da ilk fırsatta çareyi dışarılarda aradılar.
- Oyalansın ve işlerime mani olmasın diye küçük yaşlardan
İtibaren telefon ve tabletler çocukların ellerine verenler onların avuçlarına ateş topu yerleştirdiklerinin farkına varamadılar. Çocuklar izlediği her kaydırmalı video ve oynadığı sanal oyunlarla ahlaksızlığı, şiddeti, küfür ve uygunsuz davranışları zihinlerine ve gönüllerine yerleştirdiler. İçinde biriktirip beslediği tüm bu duygular günü geldiğinde patlak verdi ve çocuk hem kendisine hemde çevresine zararlar vermeye başladı.
- Sosyal medyadaki video ve kısa görüntülerle, şiddet, cinsellik, saldırganlık, karamsarlık ve inançsızlık gençlerin zihinlerine kazındı. Arka fonda çalan etkileyici müzik ve hazırlanan çarpıcı videolarla onları belli bir kalıba ve duygu dünyasına sokmayı başardılar.
- GDO’lu, katkı maddeli, kimyasallara boğulmuş besinler tüketen bireyler sağlıklarını kaybetti. Beynimiz, hafızamız yara
Aldı. Hormonlarımız bozuldu. Duygu dünyamız harap oldu. Sağlıklı düşünme ve ferasetli hareket etme yetimizi kaybettik. Sağlıklı bir şekilde doğup büyüyen ve hiçbir hastalık ve kronik rahatsızlığı olmadan yaşayan neredeyse kalmadı. İlaç ve aşılarla vücut sistemimiz alt üst oldu. Her birimiz hastayız, yorgunuz, kırgınız. Karamsar ve pesimist bir ruh hâline büründük. Psikolojimiz bozuldu, gönlümüzü kaybettik. Şizofrenlik vakalar çığ gibi büyüdü. Şefkat ve merhametten uzak bir yaşama biçimini benimsedik. Tüm bunların neticesinde her türlü suçu işlemeye müsait insanlara dönüştük ne yazık ki.
Velhasıl kelam: Herkesin polisi kendi vicdanıdır. Kalplerde Allah inancı, ölüm korkusu, hesap verme hassasiyeti olmayan, vicdanı beslenmemiş merhameti gelişmemiş her birey, toplumun içinde büyümüş dinamitlerdir. Nerede patlayacağı belli olmaz onların.
Kendinizi ve çevrenizi bu ateş çemberinden koruyun.