Her karış toprağı şehitlerin kanıyla sulanmış bir memleketin sokaklarındasınız. Yüzünüzü doğuya çevirseniz Alparslan’ın aşk ile koşan atlarının ayak seslerini işitirsiniz. Yüzünüzü batıya çevirseniz Ertuğrul Gazi ve korkusuz Türk milletinin Söğüt’te çadır kurmak için yapmış olduğu hazırlıklara şahit olursunuz. Yüzünüz kuzey tarafına dönse Fatih’in ve yiğit askerlerinin Karadeniz kıyılarında adım adım gerçekleştirdiği fetihlerle gönlünüzü coşar. Yüzünüzü güneye çevirseniz Fransızlarla çetin bir mücadeleye giren kahraman Türk halkının amansız mücadelesine tanıklık edersiniz.
Ve tüm benliğinizle yönünüzü ülkenin kalbine çevirseniz, orada şehitliğe susamış bu vatan evlatlarının hainlere karşı nasıl bir direniş gösterdiğine şahitlik edersiniz.
Milletler, tarihleriyle yaşar ve ruhlarıyla gelecek nesillere aktarılır. İnsanlık tarihine altın harflerle nice zaferler yazılmıştır Türk halkı tarafından. Tarihsel şuuru ve vatan sevgisiyle ruhunu günümüze taşıyan necip Türk milletinin bir başka övünç kaynağı ise hiç şüphesiz 15 Temmuz gecesidir.
Kandillere katran olan o gecede, gökyüzünün puslu havası altında, şehrin sokaklarını nice çakallar istila etmişti. Bütün renkler anlamını yitirmiş, dostlar düşman olmuş, güller dikenlerle yer değiştirmişti. Haince planlanmış bir oyun sergilenmeye başlamıştı. Vatanın öz kaynaklarıyla milletini vurmaya çalışan bir grup düşman sahneye çıkmıştı. Işıklar yakılmış, perdeler çekilmiş, oyuncular yerlerini almıştı. Fakat bu oyun, bu vatan evlatlarının yabancısı olduğu bir oyun değildi. Senaryosu ve hedefleri aynı, oyuncuları farklı olan bu tarz oyunlara Çanakkale’den, Sakarya’dan, Antep’ten tecrübe sahibidir bu aziz millet.
Evet, tarih tekerrür etti ve hainler yine sınır tanımadı hainlikleriyle. Bu milletin üzerine yine milletin uçak ve tanklarını sürdüler. Namlusunu kendi halkına karşı doğrultmaktan asla çekinmediler. Türk üniforması altında Türk milletine ihanet ettiler. Silahların, kurşunların, bombaların hedefinde oldu bu güzel memleket. Büyük bir imtihan çetin bir sınav verildi o gece.
Ve o gece, bu vatana ihanet edenlerin hesaba katmadıkları şeyler yaşandı. Konu vatan, konu namus, konu bayrak olunca bu kahraman milletin her biri birer yiğit asker oluverirdi. Ölüme gülerek giden bir milleti tanklarla tüfeklerle korkutamayacaklarını bilemediler. Her taraftan saldırmak her taraftan kuşatmak istediler fakat başaramadılar, başaramayacaklar.
O gece birlik ve beraberliğin, istiklal ve istikbalin en güzel örneklerinden biri sergilendi. O gece ay, bir başka parıldadı. O gece yıldızlar, bir başka süslendi. Ve o gece toprak, sinesine alacağı fidanlarını hasretle beklemeye başladı.
Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafından rengi, cinsiyeti, ırkı, memleketi farklı binlerce insan, hainlere karşı canlarını siper ettiler. Ülkece tek yürek olup korkusuzca sokaklara döküldüler. Vatanına milletine sahip çıkmak için meydanlarda yiğitçe boy gösterdiler. Devleti ele geçirmek isteyen darbeci hainlere karşı ‘dur’ dediler. Abdestini alıp dualarla yola çıkan, bayrağını alıp ezanlarla kulak çınlatan bir direnişti bu. Emsalini Maraş’ta, Erzurum’da, Sakarya’da, Aydın’da, Urfa’da, İzmir’de, Çanakkale’de gördüğümüz bir direniş... Bu milletin kahraman evlatları gözünü kırpmadan ölüme koştular, bu milletin kahraman evlatları gözünü kırpmadan toprağa selam verdiler.
Hainlerin her türlü oyununu birlik ve beraberliğimiz bozdu. Hainlerin her türlü planlarını iman ve inancımız yerle bir etti. Elbette ki bu topraklarda yaşamanın bir bedeli vardı ve o gece bu korkusuz yiğitler bunun bedelini kanlarıyla ve canlarıyla ödediler. Bizler, hainleri kendi nefretlerinde boğup, kendi yüreklerinde sıkıştırdık. Bizler, devletimizin bekasına kasteden bu insan sürülerini kendi vicdanlarında hapsettik. Böylelikle dünya bir kez daha anladı Türk milletinin azim ve kararlılığını. Dünya bir kez daha anladı dosta güven düşmana korku veren inancımızı.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte geceden geriye biraz hüzün biraz acı ama sınırsız bir gurur sonsuz bir mutluluk kalmıştı gökyüzünde. 250 şehidin kanlarıyla ıslanan toprak bizlere kutlu bir muştunun haberini müjdeliyordu şimdi. Tüm dünyaya haykırdık ki: Kahraman Türk milleti, her karışı kanla sulanmış bu aziz vatanı kendini bilmez birkaç çapulcuya asla teslim etmezdi. Ve yine tüm dünyaya haykırdık ki kahraman Türk milleti, ölümü esarete tercih eder ve vatanı için seve seve ölümsüzlüğe koşardı her daim.
Hainlere karşı ülkemizi, kanımızın son damlasına kadar savunacağımızı, bayrak ve vatan uğruna yüzyıllardır can verdiğimizi ve vermeye de devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatmış olduk.
Vatan ve bayrak uğruna canlarını hiçe sayıp korkusuzca ölüme yürüyen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhları şâd olsun.